HAMBURGER
20 Mayıs 2011 Cuma
19 Mayıs 2011 Perşembe
ERKEN ÇOCUKLUK VE ÖZEL EĞİTİM İLKELERİ VE KURUMLARI
MAİNSTREAMİNG TRAINING RELATED NEWS
1.NEWS: Inclusive Education Area Students Increased 100 Percent Inclusive Education Area with 35 thousand students in 2009 Increased 100 Percent Mainstreaming Training Area Elementary Level Number of Students Reached 100 percent increase of 71 thousand 142.
Through integration of education, special education students with special needs the support of trained staff, peers without disabilities continued their education in schools or special classes in the same class, indicating that an application that aims to integrate the Sword, the integration provides integration with applications in education, he said.
2.NEWS: The number of students in inclusive education in primary education exceeded 71 thousand
Minister of National Education, needs special education students study alongside their peers in regular schools through integration allows you to see is that education is among the objectives of the ministry said. Minister Cubukcu, according to this study in Turkey so far is 35 thousand inclusive education in primary education increased by over 100 percent of the number of students has reached 71 thousand 142, he said. Cubukcu, the scope of secondary education in the 5 thousand 62 students benefited from the recorded practices of inclusive education.
3.NEWS: Autism and Inclusive Education Project in Izmir
Izmir, Autism and Autistic Child Protection and Guidance Society Inclusive Education Project (oder) Chairman adult Gungor, 50 percent of children with autism found in Turkey with the support of the teachers participating Social Life, said that I could bring Become Productive People.
KAYNAK
ERKEN ÇOCUKLUK VE ÖZEL EĞİTİM İLKELERİ VE KURUMLARI
KAYNAŞTIRMA VE NASIL UYGULANDIĞINA DAİR GENEL BİR BİLGİ
ÖZEL EĞİTİM ORTAMLARI VE KAYNAŞTIRMA
Özel gereksinimli bireylerin sayısının arttığı günümüzde bu bireylerin de eğitimde fırsat eşitliğinde yararlanma ve en az kısıtlayıcı ortamlarda eğitim görme haklarına artan bir şekilde önem verdiği görülmektedir.
Ancak “en az kısıtlayıcı ortam” kavramı göz önüne alındığında ayrıştırılmış ortamların çok da uygun olmadığı düşünülmektedir.
En az kısıtlayıcı ortam: Öğrencinin ailesi ve akranları ile en fazla birlikte olabileceği ve aynı zamanda eğitimsel ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabileceği eğitim ortamıdır.
En az kısıtlayıcı eğitim ortamı bireysel özelliklere göre değişebilmektedir. Bir birey için en az kısıtlayıcı eğitim ortamı sayılabilen özel sınıf diğer birey için daha fazla kısıtlayıcı ortam olabilmektedir.
En az kısıtlayıcı eğitim ortamı bireysel özelliklere göre değişebilmektedir. Bir birey için en az kısıtlayıcı eğitim ortamı sayılabilen özel sınıf diğer birey için daha fazla kısıtlayıcı ortam olabilmektedir.
Öğrencinin bireysel özelliklerine göre değişebilmekle beraber genel olarak ortamları en az kısıtlayıcıdan en fazla kısıtlayıcı olana göre şöyledir:
-TAM ZAMANLI KAYNAŞTIRMA
-KAYNAK ODA DESTEKLİ KAYNAŞTIRMA
-YARIM ZAMANLI KAYNAŞTIRMA
-ÖZEL SINIF
-GÜNDÜZLÜ ÖZEL EĞİTİM OKULU
-YATILI ÖZEL EĞİTİM OKULU
Tam Zamanlı Kaynaştırma: Özel gereksinimli öğrencinin kaydı normal sınıftadır ve öğrenci tüm gün normal sınıfta, sınıf öğretmeninden eğitim almaktadır.
Kaynak Oda Destekli Kaynaştırma: Özel gereksinimli öğrencinin kaydı normal sınıftadır ancak desteğe ihtiyacı olduğu alanlarda kaynak odada özel eğitim öğretmeninden destek almaktadır.
Yarım Zamanlı Kaynaştırma: Öğrencinin kaydı özel sınıftadır ancak güçlü olduğu derslerde kaynaştırma sınıfında eğitim almaktadır.
Kaynak Oda Destekli Kaynaştırma: Özel gereksinimli öğrencinin kaydı normal sınıftadır ancak desteğe ihtiyacı olduğu alanlarda kaynak odada özel eğitim öğretmeninden destek almaktadır.
Yarım Zamanlı Kaynaştırma: Öğrencinin kaydı özel sınıftadır ancak güçlü olduğu derslerde kaynaştırma sınıfında eğitim almaktadır.
KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARI
3. EVDE EĞİTİMZorunlu öğrenim çağındaki fiziksel, duygusal, sosyal ve iletişim yetersizlikleri nedeniyle, eğitim öğretim kurumlarından doğrudan yararlanamayacak durumda olan bireylerin eğitimleri, özel eğitim hizmetleri kurulu tarafından planlanır.
Öncelikle ailenin bilgilendirilmesi, desteklenmesi ve bireyin evde eğitime alınması temeline dayalı olarak, gezerek özel eğitim görevi verilen öğretmen tarafından sürdürülür.
Öncelikle ailenin bilgilendirilmesi, desteklenmesi ve bireyin evde eğitime alınması temeline dayalı olarak, gezerek özel eğitim görevi verilen öğretmen tarafından sürdürülür.
KAYNAŞTIRMA NEDİR?
Kaynaştırma;
“Özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin uygun öğretim desteğiyle normal eğitim sınıflarına yerleştirilmesi uygulamasıdır”.
“Özel gereksinimli öğrencilerin gerekli destek hizmetlerin sağlanarak, tam ya da yarı zamanlı olarak kendisi için en az kısıtlayıcı eğitim ortamı olan normal eğitim sınıflarında eğitim görmesidir.
“Özel gereksinimli öğrencilerin gerekli destek hizmetlerin sağlanarak, tam ya da yarı zamanlı olarak kendisi için en az kısıtlayıcı eğitim ortamı olan normal eğitim sınıflarında eğitim görmesidir.
“Özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin uygun öğretim desteğiyle normal eğitim sınıflarına yerleştirilmesi uygulamasıdır”.
“Özel gereksinimli öğrencilerin gerekli destek hizmetlerin sağlanarak, tam ya da yarı zamanlı olarak kendisi için en az kısıtlayıcı eğitim ortamı olan normal eğitim sınıflarında eğitim görmesidir.
“Özel gereksinimli öğrencilerin gerekli destek hizmetlerin sağlanarak, tam ya da yarı zamanlı olarak kendisi için en az kısıtlayıcı eğitim ortamı olan normal eğitim sınıflarında eğitim görmesidir.
TÜRKİYE
1983-2916 sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunun ile kaynaştırma uygulaması yasal olarak benimsenmiştir.
Bu Kanunun 4. maddesinde “durumları ve özelikleri uygun olan özel eğitime muhtaç çocukların, normal akranları arasında eğitilmeleri için gerekli tedbirler alınır” hükmü yer almıştır.
Ancak maddedeki belirsizlikler nedeni ile uygulamada gelişme olmamıştır. “durumları ve özellikleri uygun olan”—kimler??? ve “gerekli tedbirler”---bu tedbirler nedir???
1985-Özel Eğitim Yönetmeliği’nin 70. maddesi: “Yatılı özel eğitim okuluna alınmayı gerektirmeyen özel eğitime muhtaç çocuklar için il içindeki diğer okullarda özel eğitim tedbirleri alınır” hükmü ve “71. maddesinde “resmi ve özel ilkokul, ortaokul, lise ve dengi okullarda özel sınıf açılamadığı durumlarda özel gereksinimli öğrencilerin normal sınıflara devam ettirilmesi ve destek olarak da okul içinde açılacak olan yardımcı dersliklere gönderilmesi” hükmü getirilmiştir.
Bu Kanunun 4. maddesinde “durumları ve özelikleri uygun olan özel eğitime muhtaç çocukların, normal akranları arasında eğitilmeleri için gerekli tedbirler alınır” hükmü yer almıştır.
Ancak maddedeki belirsizlikler nedeni ile uygulamada gelişme olmamıştır. “durumları ve özellikleri uygun olan”—kimler??? ve “gerekli tedbirler”---bu tedbirler nedir???
1985-Özel Eğitim Yönetmeliği’nin 70. maddesi: “Yatılı özel eğitim okuluna alınmayı gerektirmeyen özel eğitime muhtaç çocuklar için il içindeki diğer okullarda özel eğitim tedbirleri alınır” hükmü ve “71. maddesinde “resmi ve özel ilkokul, ortaokul, lise ve dengi okullarda özel sınıf açılamadığı durumlarda özel gereksinimli öğrencilerin normal sınıflara devam ettirilmesi ve destek olarak da okul içinde açılacak olan yardımcı dersliklere gönderilmesi” hükmü getirilmiştir.
KAYNAŞTIRMANIN YARARLARI
ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYE YARARLARI:1. Toplumla bütünleşir
2. Kaynaştırma ortamındaki öğrencilerin davranışlarını model alabilir ve öğrenme bu yolla da gerçekleşebilir
3. Bir gruba ait olma hissi gelişir.
4. İçinde büyüdüğü çevreyi fark etme, anlama fırsatı kazanır
Kendine güvenini artar, sorumluluk alma duygusu gelişir
2. Kaynaştırma ortamındaki öğrencilerin davranışlarını model alabilir ve öğrenme bu yolla da gerçekleşebilir
3. Bir gruba ait olma hissi gelişir.
4. İçinde büyüdüğü çevreyi fark etme, anlama fırsatı kazanır
Kendine güvenini artar, sorumluluk alma duygusu gelişir
NORMAL GELİŞEN ÖĞRENCİLERE YARARLARI:1.Farklılıklara karşı duyarlık ve hoşgörü kazanırlar.
2.İşbirliği, yardımlaşma gibi becerileri artar.
3.Özgüven, sorumluluk gibi olumlu gelişimler görülür
2.İşbirliği, yardımlaşma gibi becerileri artar.
3.Özgüven, sorumluluk gibi olumlu gelişimler görülür
SINIF ÖĞRETMENİNE YARARLARI:
1.Öğretmenlik bilgi ve becerileri artar
2.Diğer personele iletişim ve işbirliği artar
3.Bireysel farklılıklara artan duyarlık
4.Sorunlara değişik yönlerden çözüm bulma becerisi gelişir
5.Grup çalışması zihniyeti gelişir
6.Monotonluk azalır
1.Öğretmenlik bilgi ve becerileri artar
2.Diğer personele iletişim ve işbirliği artar
3.Bireysel farklılıklara artan duyarlık
4.Sorunlara değişik yönlerden çözüm bulma becerisi gelişir
5.Grup çalışması zihniyeti gelişir
6.Monotonluk azalır
AİLELERE YARARLARI:
1.Kaynaştırma öğrencilerinin ailelerinin çocukları ile ilgili olarak yaşadıkları olumsuz duygular, engellenmişlik hisleri azalır, daha fazla çaba için motivasyonları artar.
2.Diğer ailelerin de bireysel farklılıklara karşı duyarlıkları artar, kendi çocuklarının
farklı yönlerini tanıma fırsatı sağlarlar.
1.Kaynaştırma öğrencilerinin ailelerinin çocukları ile ilgili olarak yaşadıkları olumsuz duygular, engellenmişlik hisleri azalır, daha fazla çaba için motivasyonları artar.
2.Diğer ailelerin de bireysel farklılıklara karşı duyarlıkları artar, kendi çocuklarının
farklı yönlerini tanıma fırsatı sağlarlar.
ERKEN ÇOCUKLUK VE ÖZEL EĞİTİM İLKELERİ VE KURUMLARI
KAYNAŞTIRMA NEDİR?
Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin akranları ile birlikte
eğitim ve öğretimlerini bütün kademelerde sürdürme esasına dayanan,destek hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamalarıdır.
Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin akranları ile birlikte
eğitim ve öğretimlerini bütün kademelerde sürdürme esasına dayanan,destek hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamalarıdır.
Kaynaştırmanın Amacı:Çocuğu normal hale getirmek değil,onun ilgi ve yeteneklerini en iyi şekilde kullanmasını sağlamak toplum içinde yaşayabilmesini kolaylaştırmaktır.
Kaynaştırma Eğitiminin Hukuki Dayanağı
-573 sayılı “Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” (Madde 12) (30.05.1997)
-Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği
-Anayasa (Madde 42)
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNİN TANIMI:Engelli çocukların normal eğitim sınıflarında normal gelişim gösteren akranlarıyla,sosyal ve eğitimsel açıdan birlikteliklerinin sağlanmasıdır.
Kaynaştırma Eğitimini İlkeleri:
-Özel eğitime ihtiyacı olan bireyin akranlarıyla aynı kurumda eğitim görme hakkı vardır.
-Kaynaştırma, özel ve genel eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır.
-Hizmetler yetersizliğe göre değil, eğitim ihtiyaçlarına göre planlanır.
-Karar verme süreci aile-okul-eğitsel tanılama sürecine göre gerçekleşir.
-Kaynaştırmaya erken başlamak esastır.
-Kaynaştırmada bireysel farklılıklar esastır.
-Duyu kalıntısından yararlanmak esastır.
-Gönüllülük,sevgi,sabır,gayret gerekmektedir.
-Eğitim normal insanlarla ve doğal ortamlar da verilmelidir.
-Eğitim, bireyi toplumun bir parçası haline getirmeyi amaçlar. Kaynaştırma Eğitiminin Yararları:
-Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireylere,
-Normal Çocuklara,
-Ailelere,
-Öğretmenlere yararları vardır.
Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireylere:
-Kendine güven,takdir edilme,işe yarama, cesaret,sorumluluk gibi sosyal değerleri gelişir.
-Özelliklerine uygun ortamdan dolayı uyum ve başarısı artacaktır.
-Olumsuz davranış yerine olumlu davranışları artacaktır.
-Normal öğrencilerle birlikte çalışmaları daha büyük başarılar için kendilerinde istek ve cesaret uyandırır.
Normal Çocuklara:
-Özürlü bireye karşı kabul, hoşgörü, yardımlaşma, demokrasi ve ahlaki anlayışları gelişir.
-Bireysel farklılıkları doğal karşılar ve saygı gösterir.
-Kendi yetersizliklerini görme , bunları kabul etme ve giderme davranışları gelişir.
-Özürlülerle birlikte yaşamayı öğrenir.
Ailelere:
-Çocuk üzerindeki beklentileri çocuklarının kapasiteleriyle uygunluk göstermeye başlar.
-Okula bakış açıları değişir.
-Çocukların ilgi ve ihtiyaçları konusunda daha sağlıklı bilgi edinirler.
-Aile içi çatışmalar azalır ve aile sağlığı artar.
Öğretmenlere Yararları:
-Şartsız kabul, sabır, hoşgörü, bireysel özelliklere saygı davranışları gelişir.
-B.E.P hazırlama ve uygulamada daha başarılı olurlar.
-Eğitimde ekonomiklik ve fırsat eşitliği sağlanır.
-Kaynaştırma öğrencisi ile yapılan çalışmalar sayesinde öğretim becerileri gelişecek ve deneyimleri artacaktır.
Kaynaştırmayı Başarıya Ulaştıran Etmenler:Kaynaştırma programı ile engelli bireyin var olan performansının,en üst düzeye çıkarılması mümkündür.Bunun gerçekleşebilmesi için kaynaştırma yapılan eğitim ortamlarında bir takım düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Öğretmen ve Okul Personelinin Kaynaştırma Yaklaşımını Benimsemesi:
-Okul idaresi, kaynaştırma sınıfı öğretmeni ve okuldaki diğer tüm personelin kaynaştırmaya yönelik olumlu ve destekleyici bir tutum içinde olması kaynaştırma uygulamalarının başarıya ulaşmasında önemli bir etkendir.Bu doğrultuda,okul idaresi,sınıf öğretmeni, rehber öğretmen ve okulun diğer tüm personeli kaynaştırma öğrencisinin tüm okul tarafından kabulünde,üzerine düşeni yapmalıdır.
Kaynaştırma Sınıfının Hazırlanması:
Kaynaştırma programına başlanılmadan önce işitme engelli ve işiten öğrencilerin,öğretmenlerin,işitme engelli ve işiten çocukların ailelerinin program hakkında bilgilendirilerek, hazır bulunuşluklarının sağlanması gereklidir.
Eğitim Programının Bireyselleştirilmesi:
Eğitim programının bireyselleştirilmesi işitme engelli öğrencinin gereksinim ve öncelikleri dikkate alınarak tüm alanlardaki (örneğin, okuma-yazma, matematik, vb.) performans düzeyinin belirlenmesi söz konusudur. Kaynaştırmaya alınan işitme engelli öğrencinin destek eğitime ihtiyaç duyduğu alanlar belirlenerek öğrenci için uzun dönemli ve kısa dönemli hedeflerin belirlenmesi gereklidir.
Etkili Sınıf Yöntemi Tekniklerinin Kullanılması:
Kaynaştırma öğrencisinin normal sınıfta başarılı olabilmesinin en koşullarından biri de öğretmenin etkili sınıf yöntemini sağlıyor olmasıdır.
Sınıf Kurallarının Öğretilmesi:
Sınıf kuralları ve kurallara uymanın ve uymamanın sonuçları belirlenmeli ve tüm öğrencilere öğretilmelidir.Uzmanlar sınıf kurallarının en fazla yedi olması durumunda akılda kalabileceğini belirtmektedir.
Öğrenci Davranışlarının Değerlendirilmesi:
Öğrencilerin uygun davranışlarını artırmak için etkili ödüllendirme sistemleri,uygun olmayan davranışları azaltmak için ise etkili caydırma sistemleri benimsenmelidir.
Eğitim Ortamının Çekici Kılınması:
Eğitim ortamının tüm öğrenciler için zevkli ve ilginç hale gelmesine;dolayısıyla öğrencilerin dikkatlerinin ders dışına kaymasının önlenmesine yardımcı olacak araç gereç ve etkinlikler hazırlanmalıdır.
Destek Özel Eğitim Hizmetleri:
Kaynaştırılan özel ihtiyaçlı öğrenciye ve kaynaştırma sınıfı öğretmenine sağlanan özel eğitim hizmetlerine “destek özel eğitim hizmetleri” denir.
Kaynak Odada Eğitim:
Kaynaştırılan özel ihtiyaçlı öğrencinin eğitim ihtiyaçlarının tümünün normal sınıflarda karşılanamadığı durumlarda öğrenci,belli derslerde normal sınıflardan çıkarılarak kaynak odada eğitim görebilir.
Sınıf İçi Yardım:
Kaynaştırma uygulamalarının yürütüldüğü sınıfta gerektiğinde,özel eğitim öğretmeni ya da yardımcı öğretmen tarafından sınıf içi yardım sağlanabilir.Sınıf içi yardım kaynaştırma öğrencisine yönelik olduğunda,sınıf öğretmeni sınıfın geri kalanıyla öğretim yaparken,yardım sağlayan öğretmen kaynaştırma öğrencisiyle bireysel çalışır.
Özel Eğitim Danışmanlığı:
Özel eğitim danışmanlığı,sınıfında kaynaştırma öğrencisi bulunan normal sınıf öğretmeninin,kaynaştırma öğrencisine ilişkin olarak aldığı danışma hizmetidir.Özel eğitim danışmanlığı,bu konuda uzmanlaşmış özel eğitim öğretmenleri tarafından sağlanabilir.
MESLEKİ GELİŞİM
Farklı Ülkelerin Gelenek ve Görenekleri ve Düğün Adetleri
-İngiltere'de alışveriş yaptığınızda kasaya veya birine para öderken mutlaka parayı kasiyerin eline verin. Türkiye'deki gibi parayı tezgaha bırakmak çok büyük saygısızlık olarak görülür.
-Kanada’nın resmiyetten uzak bir sosyal yapısı vardır. Irk ve sınıf ayrımına rastlanmaz. Yetkililere saygılı davranmalı ve her tanıştığınız kişiye karşı son derece kibar olmalısınız. Türkler Kanadalı satıcıları ve garsonları biraz yapmacık bulabilirler. Bunun nedeni de bahşiş ve komisyon için her yola başvurmalarıdır. Kanada’da müşteri ilişkileri inanılmaz ciddiye alınır.
Kanadalılar arkadaş edinmeye bayılırlar. Biraz samimiyet kurduktan sonra bir Kanadalı ile gitgide yakınlaşabilirsiniz. İşyerinizde pek çok sıcak dostluk kurabilmeniz mümkün, yine aynı şekilde kırsal kesime yerleşecekseniz komşularınız sizi oldukça sıcak ve misafirperver bir biçimde karşılayacaklardır. Kanadalılar size ilk başta şüpheyle yaklaşabilirler. Ancak arkadaşlık kurmaya hevesli gözükürseniz size hemen kucak açacaklardır.
-Sütlü ve sütten yapılmış besinlerin Japonlara dokunduğuna değin yaygın bir inanç vardır.Yoksul Japonların katık yemeği, doyurucu nitelikteki haşlama beyaz pirinç (ortasında kırmızı renkli zerdali turşusu vardır)dir.Buna Bayrak yemeği de denir.Ayrıca şehriye çorbası da yaygındır.Meyve, öğünler arasında yenir.
İlginç Adetler..
-Arabistan'da asla sol elinizle tokalaşmayın.
-Irak'ta başparmak yukarı hareketi hakaret sayılıyor.
-Tayvan'da birine saat hediye etmek yakın zamanda inşallah ölürsün manasına geliyor.
-Hindistan'da birine ayağınızın yanlışlık dokunması durumunda mutlaka özür dilemeniz bekleniyor
-Japonya'da içeceğini kendi bardağına doldurmak kaba. Siz başkasınınkini, o da sizinkini dolduracak
-Avustralya'da taksi'nin ön koltuğuna oturmamak şöförü aşağılayıcı.
-Bulgaristan/Sırbistan'da birine çift sayıda çiçek vermek kaba çünkü cenazelerde bu yapılıyor.
-Polonya'da samimi olunmadan ilk adı kullanmak çok garip karşılanıyor.
-Fransa'da direkt olarak ingilizce konuşmaya çalışırsanız reddediliyorsunuz. Önce fransızca selam vermeniz bekleniyor.
-Almanya'da mum ile sigara yakmanın balıkçıları öldürdüğüne inanılıyor. Hatta almanlar balıkçılara bağışta bulunan markaları tercih ediyor.
-Amerika'da konuşurken göz içine bakmamak yada ilk tanıştığınızda evli olup olmadığını sormak rahatsızlık verici karşılanıyor
Ülkelerin Düğün Adetleri..
ÇİN:
Damadın ailesi astroloji uzmanına başvurarak evlenmeyi düşünen çift hakkında yorum ister. Eğer astroloji uzmanının hazırladığı horoskopu damadın ailesi uygun bulursa, çocuklarının doğum saatini ve tarihini kızın ailesine göndererek, aynı işlemi onların da yapmasını ister. Çin’de Gelinin ailesine verilecek hediyeler arasında 'çay' önemli bir yer tutar.Düğünden önce damat evlilik yatağını hazırlar ve üzerine portakal, fıstık ve çeşitli meyvelerden koyar. Ailenin küçük çocukları yatağın üzerine oturtulur ve meyvelerle oynamalarına izin verilir. Yatağın üzerinde ne kadar çok çocuk olursa o kadar çok doğurganlığı sembolize eder.
HİNDİSTAN:
Damat gelinin kıyafetinden sorumludur. Gelin; bildiğimiz beyaz gelinlik yerine, "sari" denilen özel bir giysi giyer. Törene gelirken gelinin üzerinde gündelik kıyafetler vardır, daha sonra kocasının kendisine sunduğu kıyafeti giyer.
Gelin-damat düğün yerinde yakılan kutsal ateşin etrafında 4 kere dönerler ve masalarına doğru koşmaya başlarlar kim ilk oturursa evde onun sözünün geçeceğine inanılır.
İSRAİL:
Musevilere göre düğünlerde içi cam parçalarıyla dolu bir beze basmak Kudüs'teki kutsal tapınağın yok oluşunu sembolize ettiğinden yerleşmiş bir gelenek halini almıştır. Törende cam kırmakta hayattaki mutluluğu ve üzüntüyü sembolize eder.
KORE:
Kore'de evlilik geleneklerinde ördek ve kaz önemli bir yer tutmaktadır. Eskiden, damatlar arkalarında kaz taşıyarak beyaz bir atın üstünde gelinin evine giderlerdi. Günümüzde ise sembolik olarak tahta kaz kullanılmaktadır. Bir başka geleneğe göre de düğünden sonra, bir çift tahta ördek yeni çiftin evine yerleştirilir, eğer ördekler karşılıklı konursa çift iyi geçiniyor, ters konursa çiftin kavga ettikleri anlamına gelir.
İSKOÇYA:
Gelin düğünden bir gece önce aile büyüklerinin ortasına oturur ve onlara ayaklarını yıkatır. Bu gelenek çiftin mutluluk yolunda yürümelerini sembolize eder. Düğünde ise gelin iki ayakkabısına da bozuk para koyar.
AFRİKA:
Afrika'nın bazı bölgelerinde damat adayı kızı ailesinden istedikten sonra kızın ailesi kabul ederse, gelin adayına para ve fıstık verir. Gelin fıstığı damatla bölüşür, çiftin birleşmesine yardımcı olan aracıya da bir parça verilir. Bu komşulara ve akrabalara düğün daveti anlamına gelir.
VİKİNGLER:
Vikingler zamanında evlilikler açık arttırma şeklinde yapılıyordu. Damat adayı gelin adayı için kızın babasına fiyat teklif eder ve bu fiyat üzerinden pazarlık yapılırdı. Belirlenen para miktarı çeyiz için kullanılırdı. Ayrıca gelinin sağ ayağına babası gümüş, sol ayağına da annesi altın takardı ve bu gelenek çiftin hayatları boyunca altın ve gümüş sıkıntısı çekmemeleri dileğini temsil ederdi
TÜRKMENİSTAN:
Tam üç gün süren düğünlerin ilk gününe “yalan çelpek”, ikinci gününe ise “çın çelpek” deniliyor. Bu günlerde düğün evinde toplanan Türkmen kadınları çelpek denilen yufka benzeri hamuru açıyor ve saçta kavuruyor.
HOLLANDA:
Felemenk düğünlerinde gelinle damadın masasının yanına bir ağaç yerleştirilir ve gelen misafirler gelin ve damat için dileklerini yazarak bu ağaca asarlar.Hollanda’da eğer gelinin babası damadı onaylamıyorsa gelinin çeyizi olmaz. Gelinin en yakın arkadaşı ise gelinin çeyizinde olması gereken eşyaları hediye eder.
POLONYA:
Polonya’da gelinler düğünde para karşılığı dans ederler.
İSVEÇ:
İsveç düğünlerinde ise misafirler gelin ve damadı öperler. Eğer gelin tuvalete giderse tüm kadın misafirler damadı öpmek için sıraya girerler. Eğer damat ortalıklarda görünmezse erkekler gelini öpmek için sıraya girerler.
KUZEY KORE:
Kuzey Kore’de kadınlarda 25, erkeklerde ise 27 yaşın altında evlenmek kanunen yasak. Evlenmeden önce bireylerin askerlik ve devlete karşı diğer yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekiyor.
MORİTANYA:
Evlenme çağına gelen kızların en az 60, en fazla da 100 kilo olması gerekiyor.Eğer yemek yemezlerse de kızlar cezalandırılıyor
BELÇİKA:
En önemli gelenekleri mendile isim işlemektir. Gelinin ailesinde, kızın adının işlenmiş olduğu mendil vardır ve bu mendil düğüne götürülerek davetlilere gösterilir. Bu mendil düğünden sonra kızın ailesinin evine geri getirilir ve gelinin kız kardeşi varsa onun adı işlenerek yine evde sergilenir
İNGİLTERE:
İngiliz geleneklerinin en başında kilisede çan çalmak gelir, bu şekilde kötü ruhların kovulduğuna inanılır. Gelin ve damat kiliseye girerken ve çıkarken çanlar çalınır ve davetliler çifte çiçek atarlar.
FİNLANDİYA:
Finlandiyalı gelinler düğünde el yapımı altın bir taç takarlar. Törenden sonra bekar genç kızlar gelinin etrafında toplanır. Gelin, genç kızlar arasından birini seçerek altın tacını ona verir, seçilen kızın ondan sonra evleneceği düşünülür.
BOSNA-HERSEK:
Ülkenin bazı bölgelerinde evlenme çağına gelmiş gelin adayını isteyen damat adayı kız evine yemeğe davet edilmekte ve ailenin büyükleri ile söz konusu evlilik hakkında tartışmaktadır. Kızın aile büyükleri damat adayı hakkında bir karara vardıktan sonra kahve ikramına geçilir. Kahve şekerli ise damat adayı evlilik için uygun görülmüştür, ancak kahve sade ise damat adayı reddedilmiş demektir.
FRANSA:
Evlenecek çiftlerin törende yer alacak çiçeklerini davetliler getirir. Bir ilginç gelenek de; gelin ve damadın, evlilik günlerinde kullanılan ve nesilden nesile aktarılan evlilik kabından şarap içmesidir.
PAKİSTAN:
Ülkenin bazı bölgelerinde damat adayı kızın aile büyükleri tarafından sınavdan geçirilir. Bu sınav, aile büyüklerinin damat adayına akla gelebilecek tüm hakaret ve küfürleri etmeleri, damat adayının ise tüm bunlara katlanabilecek kadar soğukkanlı olmasına dayanmaktadır. Sınavdan başarıyla geçen genç evlilik iznini almış olur.
KAYNAK
www.dilokulubul.com/ulkeler/ingiltere/gelenek.asp
İLGİNÇ TÜRK GELENEKLERİ…
Allar Bağlamak
Eşiklerin "en sancılısıdır" doğum. Hem bebek için hem anne için "eşik"tir. Yeni durum, 9 ay anne karnında yaşayan bebeğin de, annenin de ezberini bozar. Bebek, farkında olmadığı yeni yaşamına baş aşağı tutulup ağlatılarak başlarken, anne, loğusa ve kırklı çocukları öldürdüğü varsayılan "Al Karısı"nın kötülüklerine uğramamak için kırmızılar bağlar.
Göbek Adı Koymak
İlk ritüel anne ile bebeği birbirine bağlayan göbek kordonunun kesilmesinde yaşanır. Orta Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere Anadolu’nun bazı yerlerinde, "Sesi az çıksın, kocasının karşısında çok konuşmasın" diye kısa kesilir kız bebeğin göbek kordonu. Bazı kültürlerde ise oğlanın göbeğinin kısa kesilmesi halinde sesinin kız gibi ince olacağına inanılır. Göbek kordonu kesilirken bir de "göbek adı" konulur bebeğe. Kişinin kabirde bu adıyla çağrılacağına inanıldığı için bu ad, çoğunlukla Kuran’dan seçilir. Ardından, sağ kulağına ezan okunur.
Kordon Saklamak
Bebeğin karnı doymaya başlayınca, göbek bağının da düşeceğine inanılır. 4-7 gün arasında düşen göbek bağı itinayla bir yerde saklanır. Kimi, "Gezgin olmasın, dışarıya çok gitmesin" diye 1-2 sene beşiğine asılı tutar göbek bağını; kimi "Okusun, büyük adam olsun" diye okul bahçesine, kimisi de "Devlete hayrı dokunsun, devlet adamı olsun" diye devlet dairelerinin avlusuna gömer.
-Cami duvarına, cami avlusuna gömülür. (Dinci olsun diye)
-Okulun duvarına, bahçesine atılır. (Okusun diye)
-Ahıra gömülür. (Hayvan sever olsun diye)
-Suya atılır. (Kısmetini dışarıda arasın diye) verile bilinir.
Hamile Kadınlar
-Hamile kadın ayıya, maymuna, deveye bakmaz, çocuk çirkin olur.
-Cenazeye gitmez, cesede bakmaz; yüzü renksiz olur.
-Canı ne isterse onu yemelidir; yemezse çocuğun herhangi bir yerinde iz çıkar.
-Sakız çiğnemez, çiğnerse çocuk çişli olur veya ağzı çok akar.
-Kelle eti yemez, yerse çocuk sümüklü olur.
-Hamile kadın ve kocası yılan öldürmez, öldürürse çocuk sakat olur.
-Hamile kadın habersiz kimsenin bir şeyini alıp yemez, çocuk hırsız olur.
-Hamile kadın diş çektirmez, çocuğu düşer; saç kestirmez, çocuğun ömrü kısa olur.
-Ekşi yerse kız, tatlı yerse oğlan doğurur. "Ye ekşiyi doğur Ayşe’yi, ye tatlıyı doğur atlıyı" denir.
-Kız doğuracağı zaman çirkinleşir, oğlan doğuracağı zaman güzelleşir. "Kız kendini, oğlan anayı süsler" derler.
-Kadın doğuma giderken, doğum rahat olsun diye, evdeki tüm kilitler açılır. Doğacak çocuğa hazırlanan giysilerin düğmeleri de açık bırakılır.
-Karnında çocuğu durmayan kadın; çocuk doğana kadar ve doğduktan sonra bir yaşına gelene kadar gece lambayı hiç söndürmez.
Uşak’ta bebeğe kına yakılması, kutlamaya gelenlere yemek verilmesi ve helva kavrulması, başta Ege Bölgesi olmak üzere birçok yerde "hayatın üç renginin ortak ritüeli olarak karşımıza çıkıyor. Uşak’ta bebeğin altı, sıcak toprakla (höllükle) bezleniyor ve keçe ile kundaklanıyor. Böylece bebeğin dışkısının "tok" olacağına inanılıyor. Tören mevlit okunarak "Uzun ömürlü olsun" dilekleriyle noktalanıyor.İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinin özelliklerini taşıyan Çorum’da doğan bebeğin ömrü ise yumurtanın sarısından anlaşılıyor. Bebeğin kırklanması sırasında beşiğinin altına yumurta kırılıyor. Bir gün boyunca beşik altında kalan yumurtanın sarısı, ertesi gün bakıldığında dağılmamışsa bebeğin "uzun ömürlü" olacağına inanılıyor.Başta Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere Anadolu’nun birçok yerinde ise önce tuzla tanışıyor bebek. Kokmasını, gözlerinin çapaklanmasını, hasta olmasını engellemek için tuzlanıyor. Tuz "kırklama" suyunun içine de atılıyor. İlk yıkamada erkek bebeğin sabunla, kız bebeğin ise "Eti azgın olmasın" diye sabunsuz yıkandığı da söyleniyor.
Hamilelik
Anadolu’da hamile kadına; yüklü, iki canlı, gebe, ağır ayak, koynu dolu, boğru dolu, guzlacı vb. adlarla tanımlanmaktadır.
Çocuğun Cinsiyeti
-Kadının fiziksel görünümüne bakılarak,
-Kadının yediklerine bakılarak,
-Kadının davranışlarına bakılarak,
-Çocuğun ana karnında oynama süresine bakarak,
-Sancının geliş biçimi dikkate alınarak çeşitli yorumlar yapılmaktadır.
Hamile Kadından Yapması İstenilen Davranışlar;
-Aya gökyüzüne bakar,
-Güzel kimselere bakar,
-Gül koklar,
-Ayva, elma, yeşil erik, üzüm yer
-Güzel kimselere bakar,
-Gül koklar,
-Ayva, elma, yeşil erik, üzüm yer
Çocuğun Yürümesi
-Çocuğun topuklarına yumurta sürmek,
-Çocuğu ceviz yaprağı ve tuz atılmış suda yıkamak,
-Çocuğu çeşitli ziyaretlere götürmek gibi uygulamalar örnek olarak verilebilir.
Çocuğun Konuşması
-Konuşmayan çocuk ziyaretlere götürülerek ağzı anahtar ile açılır,
-Dil bağı kesilir,
-Nefesi kuvvetli hocalara okutulur vb. pratikler verilebilir.
-Dil bağı kesilir,
-Nefesi kuvvetli hocalara okutulur vb. pratikler verilebilir.
Çocuğun Tırnağının Kesilmesi
Anadolu’da çocuğun tırnaklarının ilk olarak kesilmesiyle ilgili olarak yapılan uygulama ve pratikler de oldukça yaygındır. Buna en yaygın uygulama olarak; çocuğun ilk tırnakları kesildikten sonra eli, içinde paralar bulunan bir keseye sokturulmaktadır. Çocuğun oradan aldığı para erkekse büyüdüğü zaman kuracağı işin sermayesine, kız ise çeyizine kullanılacak ilk para olarak saklanmaktadır.
Çocuğu Nazardan Koruma
-Çocukların isteyerek pis gezdirilmesi,
-Çocukların nefesi kuvvetli birisine okutulması,
-Ziyaret yerlerine götürülmesi gibi örnekler verilebilir.
KAYNAK
MESLEKİ GELİŞİM
NEWS
1.NEWS: Simav "Night of Henna" Tradition Kept Alive customs
Wedding traditions are among the Turkish society from the past, but in recent years, especially in big cities "bachelor party" the night of what turned into the tradition of henna, Simav kept alive the customs, from the town used to be.
According to information compiled by the Anatolia agency reporter, last night before cutting step is to marriage for young girls to marry the tradition of henna night, prepared to bachelor is of great importance for all the young girls. For this reason, his daughter married in the county families, weddings, henna and henna night without great importance on the activities at night does not do weddings.
2.NEWS: Simavlılar, nights are prepared in accordance with Turkish traditions and customs, clothing and folk songs seslendirdikleri is reflecting the earlier years
3.NEWS: Hidirellez festival held in Gaziantep-poplar picnic Area participants in the festival, various activities had fun-metropolitan mayor güzelbey to their hearts: "traditions, said it is very important in terms of strengthening the cultural bond
4.NEWS: TUZLUCA'DA LOCAL FOOD FESTIVAL HELD
1st district of Igdir Tuzluca Local Food Festival was held.
Tuzluca jointly by the Council and the District Directorate of Education participated in food festival and contest, 70 women contestants.
Tuzluca jointly by the Council and the District Directorate of Education participated in food festival and contest, 70 women contestants.
KAYNAK
http://www.haber3.com/gaziantepte-hidirellez-senligi-kavaklik-mesire-alaninda-duzenlenen-senlige-katil-817659h.htm
http://www.haberler.com/simav-da-kina-gecesi-gelenegi-adetlerle-2687001-haberi/
MESLEKİ GELİŞİM
GELENEK VE GÖRENEK
Toplumda, uzun zaman boyunca oluşmuş ve uyulması zorunlu sayılan ortak davranışlara “Gelenek ve Görenekler“ adı verilir. Töre kavramı, gelenek ve göreneklerin tamamını anlatmak için kullanılır. İnsan, başkalarıyla olan ilişkilerini ve davranışlarını toplumun geleneklerini dikkate alarak düzenlemek zorundadır. Aksi halde, topluma uyum sağlamada sorunlarla karşılaşılır.
Gelenek ve göreneklerin kökeninde toplumsal değerler yatmaktadır. Toplumsal değerler,bireylerin düşünce, tutum,davranış ve yapıtlarında ölçüt olarak ortaya çıkar.
GELENEK VE GÖRENEKLERE UYMANIN SAĞLADIĞI FAYDALAR
Bireyler,kendiliklerinden örf ve adetlere uyarlar.Bu alandaki sapmalar bazen toplum, bazen de birey tarafından engellenir.Bazı örf ve adetler, zorlayıcı yanlarıyla hukuk kurallarına dönüşür.
Sosyal Yönden Faydaları: Gelenek ve Görenekler,aile içi ilişkileri de belirler. Ailenin nasıl kurulacağı ile ilgili kurallar koyar.Evde kadın,erkek ve çocuklardan beklenilen davranışları belirler ve sınırlar.Sosyal yaşamı kolaylaştırır.
Kültür Yönünden Faydaları: Kültür, insanlar tarafından oluşturulan maddi ve manevi değerler ile o değerleri ileriki kuşaklara iletmede kullanılan bir araçtır.Kültürü maddi manevi olarak iki grupta inceleyebiliriz.
Maddi Kültür: Yapılarımız, tekniklerimiz,yollarımız, ulaştırma araçlarımız vb.
Manevi Kültür: gelenek ve göreneklerimiz,ortak davranış ve tutumlarımız gibi topluluğa ait değerlerdir.
Manevi Kültür: gelenek ve göreneklerimiz,ortak davranış ve tutumlarımız gibi topluluğa ait değerlerdir.
Toplumun Barışı Açısından Faydaları: Gelenek ve görenekler yurtseverlik,kahramanlık,alçak gönüllük, kanaatkâr olma ve tutumluluk gibi değerleri içerir.Bu özellikler insanların birbirleriyle iyi ilişkiler kurmalarını sağlar.
DİNİ KURALLAR
Din, insanların inanması gereken esasları ve yapması gereken davranışları belirler. Dinler, koydukları davranış kurallarına uyulmasını bazı yaptırımlarla sağlar. Din kurallarına uyulması insanlar için manevi bir huzur kaynağıdır. Uyulmadığı takdirde yaptırımı ölümden sonra cezalandırmadır.
Din varlığını toplumlarda sürdürmektedir ve sürdürecektir. Din insanın kendisi,Allah ve diğer insanlarla ilişkileriyle ilgilidir.
KAYNAK
http://www.noyabilgisayar.net/ders_notlari/mesleki_gelisim.mht
ÇOCUK BESLENMESİ
ANNELERLE RÖPORTAJ
Zehra Kayralcı 17 aylık
1. Çocuğunuzun öğün sayısı ne kadardır?
- 3 ana-3 ara öğündür.
2. Ana ve ara öğünlerde hangi tür yiyecekleri veriyorsunuz?
-Ana öğünlerde Kahvaltı: peynir,yumurta,süt,helva.
Öğle:çorba,sebze yemekleri. Akşam:sebze yemekleri,çorba.
Ara öğünlerde: meyve,muhallebi,yoğurt.
1. Çocuğunuzun öğün sayısı ne kadardır?
- 3 ana-3 ara öğündür.
2. Ana ve ara öğünlerde hangi tür yiyecekleri veriyorsunuz?
-Ana öğünlerde Kahvaltı: peynir,yumurta,süt,helva.
Öğle:çorba,sebze yemekleri. Akşam:sebze yemekleri,çorba.
Ara öğünlerde: meyve,muhallebi,yoğurt.
3. Menü hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
-Gıdaların organik olmasına önem veriyorum.
4. Çocuğunuzu beslerken besin öğelerine dikkat ediyor musunuz?
-Dikkat etmeye çalışıyorum.
-Gıdaların organik olmasına önem veriyorum.
4. Çocuğunuzu beslerken besin öğelerine dikkat ediyor musunuz?
-Dikkat etmeye çalışıyorum.
Semih 1 yaşında
1.Çocuğunuzun öğün sayısı ne kadardır?
- 4 ana öğün 3 ara öğün
2.Ana ve ara öğünlerde hangi tür yiyecekleri veriyorsunuz?
-Ara öğünler;meyve,meyve suyu ,süt ve süt ürünleri ana öğün ise çorbalar,sebze,sebze ve et yemekleri,makarna gibi karbonhidrat içeren besinler
1.Çocuğunuzun öğün sayısı ne kadardır?
- 4 ana öğün 3 ara öğün
2.Ana ve ara öğünlerde hangi tür yiyecekleri veriyorsunuz?
-Ara öğünler;meyve,meyve suyu ,süt ve süt ürünleri ana öğün ise çorbalar,sebze,sebze ve et yemekleri,makarna gibi karbonhidrat içeren besinler
3.Menü hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
-Sabahları ağırlık olarak kalsiyum ve tahıl,diğer öğünlerde ise protein vitamin karbonhidrat gibi besin öğelerini karşılamaya önem veriyorum.
4.Çocuğunuzu beslerken besin öğelerine dikkat ediyor musunuz?
-Evet.Tüm besin öğelerini eşit ve yeterli miktarda vermeye özen gösteriyorum.
-Sabahları ağırlık olarak kalsiyum ve tahıl,diğer öğünlerde ise protein vitamin karbonhidrat gibi besin öğelerini karşılamaya önem veriyorum.
4.Çocuğunuzu beslerken besin öğelerine dikkat ediyor musunuz?
-Evet.Tüm besin öğelerini eşit ve yeterli miktarda vermeye özen gösteriyorum.
Muhammed Esad 11 aylık
1.Çocuğunuzun öğün sayısı ne kadardır?
-3 ana-3 ara öğündür.
2.Ana ve ara öğünlerde hangi tür yiyecekleri veriyorsunuz?
-Ana öğünlerde Kahvaltı:yumurta,reçel,anne sütü.Öğle:yoğurt,çorba.
Akşam:sebze yemeği,çorba.
Ara öğünlerde:yoğurt,meyve
3.Menü hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
-Besin öğelerine.
4.Çocuğunuzu beslerken besin öğelerine dikkat ediyor musunuz?
-Evet.Tüm besin öğelerinden yeteri kadar vermeye çalışıyorum.
1.Çocuğunuzun öğün sayısı ne kadardır?
-3 ana-3 ara öğündür.
2.Ana ve ara öğünlerde hangi tür yiyecekleri veriyorsunuz?
-Ana öğünlerde Kahvaltı:yumurta,reçel,anne sütü.Öğle:yoğurt,çorba.
Akşam:sebze yemeği,çorba.
Ara öğünlerde:yoğurt,meyve
3.Menü hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
-Besin öğelerine.
4.Çocuğunuzu beslerken besin öğelerine dikkat ediyor musunuz?
-Evet.Tüm besin öğelerinden yeteri kadar vermeye çalışıyorum.
Barış 9 aylık
1.Çocuğunuzun öğün sayısı ne kadardır?
-6 ile 7
2.Ana ve ara öğünlerde hangi tür yiyecekleri veriyorsunuz?
-Arada çorba ve sebze yemekleri sonrasında meyve püresi.
1.Çocuğunuzun öğün sayısı ne kadardır?
-6 ile 7
2.Ana ve ara öğünlerde hangi tür yiyecekleri veriyorsunuz?
-Arada çorba ve sebze yemekleri sonrasında meyve püresi.
3.Menü hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
-Şekil ve kıvamına.
4.Çocuğunuzu beslerken besin öğelerine dikkat ediyor musunuz?
-Evet.
-Şekil ve kıvamına.
4.Çocuğunuzu beslerken besin öğelerine dikkat ediyor musunuz?
-Evet.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)









